31 Ekim 2011 Pazartesi

kış..........

Mevsimlerin en merhametlisidir kış. 
Evin mevsimi, sarılmanın, sarınmanın, sarmalanmanın. 
Uzun çayların, derinlemesine yemeklerin, etraflıca içmelerin mevsimi…Karşılaşmaların değil buluşmaların… 
Sıcak olan her şeye doğru neşeyle yönelmenin, böylece beraber ılımanın…
'ece temelkuran'
              Sabah soğuktan koşturarak büronun kapısını açtım içerden gelen sıcak yüzümü ısıttı hemen çayımı koydum ocağa montuma sarılıp birazdaha ısınıyım derken bilgisayarımın ekranında çok sevdiğim bi dostumdan gelen yukardaki yazıyı gördüm içim ısındı .nekadar güzel satırlar .kış mevsimini seviyorum çokk.soğuktan buruşmuş ellerini ovuşturarak ısınma telaşı, dumanı tüten sıcacık çayı yudumlarken ruhuna dost ruhuna yoldaş bi dost sohbeti çayına katık olan .eşi benzeri yoktur kış aylarının sıcacık sohbetlerinin.Hatta radyonda sezen aksu eşlik edecek bu ısınma telaşına ve öyle bir an gelecekki susmayacak şu diline yandığın sözler.Konuşacaksın avazın çıktığı kadar ve dönüp dolaşıp yine konuştuklarının yanında bulacaksın kendini.Yinede anlatmanın rahatlığıyla sil baştan diyeceksin belki kendine. yetmezmidir insanın kendi kendini terk etmemesi.
sevgiyle :)))))))))


           

17 Ekim 2011 Pazartesi

EY HAYAT!.............

           Sevdiği İnsanlarla vakit geçirmenin değeri çok büyük insan hayatında.Dün ailecek toplandığımız yağmurlu soğuk havalardan biriydi.Yemek yendi sohbet edildi.Erkekler tavlanın başına ,çoçuklar uykuya.Bizde mutfakta elimizde çay dizi seyretmeye dalmıştık ki teyzem geldi koşarak.Hadi bara gidiyoruz diye.Kızım ve eşim evdeyken dışarı çıkmayalı okadar uzun zaman olmuştuki .Hemen hazırlandık.Dışarıda yağmur yağıyordu,çok soğuktu.Ama ne yağmur ne soğuk değiştiremedi fikrimizi.Girdik kolkola montlarımıza sarılarak sımsıkı yürümeye başladık.Özgürlük dedim içimden defalarca ne kadar hasret kalmışım sana. Gittiğimiz yer harikaydı.Şarkılar söyledik avazımız çıktığı kadar.çokk keyifli bi akşamdı.Elinde gitarı rakısını yudumlarken 'ayrılık 'diyordu.'ahhh ayrılık her bir dertten ala yaman ayrılık'Gözlerim doldu içim buz kesti.Ayrılıkları hiç sevmeyen ve beceremeyen ben ;bir gün dedim kendi kendime sevdiklerimden ayrı düşersem,ya da onlar benden gitmek isterse ?dayanamam,ben yapamam.Ben kalabalığı seviyorum çünkü
Hava soğuksa toplanıp bi kaç kişi sessiz film oynamayı mesela .ya da içilen kahvenin eşliğinde yapılan dost sohbetleri.İçimden 'allahım eksik etme başımdan kalabalığımı'diye dua ederken.Cama yağmur damlaları vuruyordu.benim içime şarkının sözleri.ve gitar çalan sanatçı belliki yetmiyordu içtiği rakı bile içini ısıtmaya,belli ki ayrılmıştı.Herkezin bir defada olsa tattığı ayrılığı .Ey hayattt;hepmi yapılacak işleri,zorlukları göstereceksin bana?işte bu taraf senin güzel yüzün.Nevar arada birde olsa bu güzel yüzünle gözüksen bana?Sıklıkla olmasada arada bir kızımın oyunları,evimin işleri,işyerindeki evraklar olmasa tek düşüncem hatta hiç düşünmesem yarın ki yemeği bekleyen ütüyü,işlenecek evrakları.Arada birde olsa yağmurda yürüsem dün akşam ki gibi.Avazım çıktığı kadar eşlik etsem sahnede söylenen en sevdiğim şarkıya .Vee bağırsammm eyyyyy hayattttttttttt;Ben yaşıyorum  temizlik,ütü,iş,ve tüm sorumluluklarımın arasına sıkışıp kalsamda bazen ben yaşıyorum işte önemli olanda bu desem ve hala solmamış içim ve hala heycanlanıyorum tek başıma yürüdüğüm ıslak sokaklarda.seviyorum çünkü seni hayat .nolur bırakma beni hiç.soğukta dumanı tüten bi çayım olsun hep.yorulduğumda kolum kanadım eşim olsun,huzursuzluğumda kızım olsun ve hala içimde baharlar açmasına şükredeyim hep.gün gelirde bırakırsam seni sen tut ellerimden eyyyyyyy hayatttttttt...........

İYİ Kİ DOĞDUN VAROLMA SEBEBİM

      Anneciğimin doğum günüydü geçen akşam,bu sefer bizim evde kutladık.Eşim,annem kızım ve ben ,küçük bi pastaydı varolan,hatta kızımdan fırsat bulup üfleyemesede mumlarını çok mutlu oldu annem.Küçücük şeylerle mutlu olan benim güzel yürekli annem.Yine zorda kaldığım bigündü,işe gitmem sonrasında da doktoruma gitmem gerekliydi.Ve yine aldırmadan bacaklarındaki ağrılara ben gelirim dedi annem, gelirim tabi kızım rahat rahat halledersin işlerini dedi.Yine küçüklügümde olduğu gibi zorda kaldığım her durumda elimden tutup ben varım dedi.ben burdayım.İşte insanın kendini en güvende hissettiği andır bu,bi annenin çoçuğuna ben yanındayım demesi.ahh nekadar güzel dir insanın böyle bir anneye sahip olması.İnsan büyüsede yaşlansa da annede olsa.arkasında annesinin olduğunu bilmesi kadar huzurlu bian yoktur.sağol annecim sağolki yolumu şaşırmıyım.herşey için hemde .herzaman yanımda olduğun için.Annem olduğun için.Kızımda çok mutluydu tabi bu durumdan evcilik oynadılar ananesiyle.ve uzun uzun sarıldılar birbirlerine.kızıma insanları sevmeyi öğreten canım annem ;şimdilerde kızımın herşeyi,herkezi sonsuz sevmesinin sebebi annem.hep yanımızda ol lütfen hep kanatlarının altında olalım seni çok seviyorummmm
                                                                                                                            kızın....................

12 Ekim 2011 Çarşamba

yağmurlu bir sabaha uyanmak

                     Geceden beri yağmur durmadı bi türlü,ben severim  yağmurlu havayı cama değen damlalarını dinlemeyi ışığın loş olacak sıcak bi kahve elinde tabi en önemlisi huzur içinde dinliyceksin damlaların sesini ardından güneşin doğucağını umarak.gerçi uzun süre göstermiycek güneş kendini ardından kış gelicek çünkü yine içimiz soğuyacak.dedim ya ben çok severim yağmuru,kapatmamak lazım böle havada camı değmeli yağmur damlaları insanın yüzüne sonra derin bi nefes toprak kokusunu çekmeli insan taa ciğerlerine kadar.yaşadığına şükreder gibi hissetmeli hayatta olduğunu burdayım işte dercesine yağmurda yağsa ardından doluda gelse burdayım hayattayım yaşamın tam ortasındayım.Evet yorgunum belki çıkmazlara girdim çoğu zaman ama sükünetle izledim her çıkmazdaki sabrımı.Belki öfkeyle baktığım için göremedim yolun sonundaki aydınlığı.ama ben yaşadım demek yağmurun sonrasındaki güneş gibi doğuyor insanın içine .Ben yaşadım,ben yoruldum ben sevdim yalnışta yaptım doğruda bazen düştüm bazen zirvede oldum ama yaşadım üstelik hepsi benim tercihimdi.İpin ucunu hiç bırakmadım biliyordumki ben bırakırsam başkası çeker böyle olmaması için hep ben çektim yolculuğumdaki iplerimi.Keşkelerim olmasın diye ben yaptım diyim diye ve böylede oldu hep.Asla pişman olmadım ne yaşadıklarımdan ne yaşayamadıklarımdan.Hayatım tercihlerimden ibaretti çünkü.Bu sabah yağmurlu bi güne gözlerimi açarken camı açtım  yağmur damlaları yüzüme çarparken içimden binlerce kez şükrettim.Yağmurun sesine,toprağın kokusuna,yaşadığıma herşeye insanlar elinde şemsiye bi telaş kaçarken yağmurdan kızım yere düşen ıslak bi yaprağı aldı eline neden düşmüş anne dedi.gülümsedim yağmurdan kızım dedim arabaya bindik kucağına koydu yaprağı. bense gülümseyerek izledim onu küçücük elleriyle büyük bir iş yapmanın gururu içinde telaşla temizledi yaprağın üzerindeki yağmur damlalarını.işte oldu sende benimle kreşe gelebilirsin dedi.güldüm bana baktı aferim kızıma dedim kafasını koydu göysüme hep böyle ol kızım dedim içimden hep iyi bi tamirci ol.yol boyunca cama vuran yağmuru izledim sonra, içimde huzur kucağımda kızım.........seni seviyorum yağmur iyiki bu sabah seninle uyandım ...............

10 Ekim 2011 Pazartesi

hayat güzeldir: bir pazar günü:))

hayat güzeldir: bir pazar günü:))

bir pazar günü:))

                                    Havaların soğumasıyla at çiftliği ve açık alanlarla vedalaşmak zorunda kalmanın keyifsizliğiyle kendimizi kapalı alışveriş merkezine attık.her ne kadar kızlar hallerinden memnun o oyuncaktan bu oyuncağa atlasalar da ben açık bi yere gitmek isterdim şöyle havadar .bütün gün kapalı bi yerde olmanın eksiklikleri işte.gider gitmez bir trendir tutturdular kızlar bindik tabi fedakar anneler olarak kuzenimle bizde bindik onlarla.Gezmeye başladık alışveriş merkezinin içinde her keze el sallayarak müzik eşliğinde danslar ederek.karşımızdan bi bayan geliyordu güzel giyimli incecik bedenli bi kadın üstelik yanında boyu kadar iki kızı vardı .ablam bana döndü biraz bizde hatalıyız dedi .öyle ya kızımın doğumundan beri bi türlü kurtulamadım şu fazla kilolardan kuzenimde aynı dertten müstarip.birbirimize baktık ne zaman unuttuk kendimizi biz ne zaman bu hale geldik ?ve bunlar olurken neden bişi yapmadık alınan fazla kilolar,ertelenen arkadaşlar,kendimiz için bişi yapmayalı o kadar uzun zaman olmuştuki sebep değildi annelik bahane hiç değil.hayat şartları çokta fırsat vermedi aslında bi arkadaş toplantısına yada eşinle elele sinema keyfine yinede yapmalıyız diye düşündüm kendi kendime bi yazımda söylediğim gibi insan kendi mutlu değilse bi başkasınıda mutlu edemiyor.belki daha az yapılan bi temizlik belki ertelenen bi akşam yemeği fırsat doğurur bi durup nefes almamıza kendi kendime içimden sözler verip devam ettik gezimize.bundan sonra evi daha az toplıycam daha çok gezicem şu fazla kilolarımdan kurtulucam arada birde olsa eşimle başbaşa vakit geçiricem bi arkadaşımla öğle yemeği yiyicem .yapabilirmiyim bilmiyorum ama kuzenime hak verdim dün bizdede hata var demesine benim güzel yürekli iyiki var dediğim nadir inanlardandır kuzenim.bazen ablam bazen en sıkı dostum olur .aslında hayatındaki herkeze karşı böyle fedakardır.hayatında nekadar vefakar insan var tartışılır tabi ama inanıyorum ki o böyle olmaktan mutlu .kabullenmekmi yoksa mutlulukmu bilmiyorum tabi ama inandığım tek şey var insan kendine ve hayatına iyi bakmalı iyi bakmalı ki mutlu olsun ...sevgiyle kalmanız ve kendinize iyi bakmanız dileğiyle....

6 Ekim 2011 Perşembe

kızımın ilk ödülü

                       Ekim Ayının soğukluğuna inat güneşli bi akşamüstü saatiydi dün.işten çıktım koşturarak kızımı almaya gittim kreşe .bahçede beni bekliyordu anne diye boynuma atladı.'ben bugün ödül kazandım diyip yakasını gösterdi'öğretmeni girdi devreye hemen ada bugün uykudan uyanınca kendisi giyindiği için bunu kazandı dedi .Aferin sana bitanem gurur duyuyorum seninle dedim.bende diye yanıtladı.gidelim artık dedim tamam dedi yolda başladık eve gidince köfte patatis istiyorum demeye tamam dedim tamam bebeğim ödülünü kutlayalım anne kız.güzel kızım benim nasılda mutluydu akşam babası gelince hemen kapıda ödülünü gösterdi.ailecek sindy bebek stecker ına sevindik durduk koca akşam.kendi küçücük sevinçleri kocaman benim kızımın .merak etme bitanem senin kadar bende sevindim inan hatta bu ilk ödülün sana hazırladığım küçük sandıkta yerini aldı bile.bebekliğinde giydiğin en sevdiğim bikaç elbisen ,ilk ayakkabın hamileyken sana yazdığım tüm notlarım bu sandıkta ha birde ilk bebeğin var hani şu yüzünü kalemle boyayıp anne bak palyonço yaptım dediğin gülmekle kızmak arasında yaşadığım karışık duygulardan biriydi hatta tek kalemle kalmayıp rujumuda kullanmıştın:))ne çok güzel gün yaşadık beraber ilk hastane günümüz bile tuhaftı sen daha emmeyi biliyodun bense emzirmeyi.ikimizde heycanlı ve telaşlıydık sen emmeye ben emzirmeye çalışırken çok komiktik.başımızda hemşireler bizimle uğraşırken kulağına 'öğrenicez bebeğim'demiştim öğrendik sonraki günler daha kolaydı hatta giderek uzmanlaştık bu konuda ikimizde.güzel kızım benim şimdi gözümün önünde hergeçen gün büyürken sen.ne çabuk geçti diyorum ne çabuk.saçlarını tarıyosun bazen aynanın karşısından alamıyorum seni bak anne apunzel gibim oldu saçlarım diyosun.evet bitanem diyorum sana bakarken nekadar güzel olduğunu düşünüyorum hep ellerin gözlerin.ellerin elime ilk değdiğinde yumuk yumuktu şimdi oje bile sürüyoruz birbirimize.bazen aynanın karşısında dil çıkartıyosun kendine gülüyorum arkadan sana bakarken .acaba büyüdüğünde dost olabilecekmisin aynadaki yüze?diye düşünüyorum .çok sev diyorum sonra kendi kendime çok sev kendini.hep dost ol aynadaki yüze.ellerim henüz buruş buruş olmadan göreyim istiyorum senin mutlu her gününü, şahidi olayım tüm sevinçlerinin.hep bugünkü gibi nedensiz her şeye gül istiyorum hayat bu bebeğim ancak sen mutluysan mutlu edebilirsin karşındakini.bebekliğinde ben nekadar gergin sinirli olursam sende okadar ağlıyordun ve ben nekadar sakin rahat olursam okadar huzurlu oluyordun.ilk adımlarını attığın o muhteşem gün her tökezlediğinde dönüp bana bakıyordun işte bu aferin sana aferin kızıma dedikçe daha bi hevesle yürüyordun .hayattaki ilk adımlarında nasıl ellerim uzandıysa düşmemen için sen her istediğinde ve ömrüm yettiğince her adımında yine ellerim uzanacak sana düşersen tutup kaldırayım,tökezlemeden devam edersen alkışlarla seni yüreklendireğim diye.bazı geceler birlikte uyuyoruz uykunun tam ortasında dönüp küçüçük kollarını boynuma sarıyosun oandaki huzuru mutluluğu anlatamam kokluyorum seni doyasıya cennet kokulu kızım bitanem deyip bende sarılıyorum sana sarmaş dolaş dalıyoruz uykuya ve her sabah görülen hep aynı rüyayla uyanıyoruz .sen anne üyamda ne gördüm'derken ben içimden biliyorum bi aslan vardı diyorum ve büyük bi merakla aaaa ne gördün diyorum başlıyosun anlatmaya kocamann bi aslan vardı ben kaçmıştım diye.rüya bitince sarılıyorum sana sımsıkı merak etme diyorum sakın korkma ben yanındayım korurum seni aslandan.acaba büyüdüğündede bunu istiycekmisin benden yoksa sıkılacakmısın amann anne ben kendimi korurummu diyceksin.kimbilir.büyümenin bizden neleri alacağını tahmin edebiliyorum aslında ben seni korumaya çalıştıkça sen sıkılacaksın umarım böyle olmaz umarım bugünkü kadar en yakını oluruz birbirimizin bugünkü gibi herşeyii anlatırsın bana ve izin verirsin seni korumama.herkez bi başkasının hayatına seyirci kendi ömrüne misafir olmuşken.sen ömrünle hep iyi geçinmeye bak meleğim.yapılmayanları değil yapılanları say ve sakla bitanem.ben çok hayatına karışan ve dırdır eden bi anne olmak istemiyorum.böyle olursamda affet beni nolur.seni sevdiğimdendir sana bişi olmasından mutsuz olmandan korktuğum içindir dırdırlığım.bebekliğindeki gibi ya düşersen diyedir ellerimin hep üstünde oluşu yara almadan kaldırağım düştüğün yerden diyedir.aslandan kaçmana yardım edeyim diyedir gözümün üstünde oluşu.ve her kötü rüyanın sonunda ben burdayım demek içindir hep yanında olma isteğim seni çok seviyorum benim güzel kızım hep sevgiyle kalman dileğiyle annen...

bir varmışım bir yokmuşum

                     Sertap Erenerle başladım bugün güne bir varmışım bir yokmuşum hava yine soğuk nedense ben severim böyle havayı tam da üstüne kalın bir hırka giyip dumanı tüten bir kahveyle dinlenen slow bir müzik eşliğinde kitap okuma havası :))işte benim için huzur bu.Birde kızım hasta olmasaydı keyfim tam yerinde olacaktı.Hasta olmasına rağmen gidicem kreşe demeside mutlu etmedi değil yani.zor bi dönem di çünkü kreşe alışma dönemimizi baya sancılı geçirdik.doktorumuza sormuştum bi keresinde kreş için erkenmi diye 'hayat acımasız alışacak demişti'bu sözün haklılığına daha bi inanır oldum bu aralar,öyle ya hayat acımasız .Hangimiz istediğimiz herşeyi yapabiliyoruz ki ,kızımın tek şanssızlığı bunu erken öğrenmek zorunda kalması oldu.erken büyümek zorunda kaldı.Hayatına neler katıcak yada neleri alıp götürecek zamanla görücez.kızımdan tek dileğim onun hakkında verdiğim kararlar konusunda beni anlaması olurdu heralde .çünkü çok zor anne olmak onunla ilgili bi konuda aldığım her kararda doğrumu yapıyorum diye defalarca sorsamda kendime hiçbişi içime sinmiyor.annelik bu olsa gerek herşeyin en doğrusu en güzeli kızımla olsun istiyorum her annenin istediği gibi.ben yalnızca odasını süsleyip püslerken onunla ilgili kararları adil davranarak vermeye çalışırken elimden sadece bukadarı geliyor.çünkü hayat aslında okadar adil ve düzenli biyer değil.çok isterdim kızıma yeşillikler bırakayım toz pembe bi dünya bi yaşam sunayım.ama bu imkansız oda kırılıcak zamanı geldiğinde belki oda kıracak umarım iyi bi tamirci olur kendi kırıkları ve kırdıkları için.yaralarını sarmayı öğrenir umarım.Ve  güçlü olur her şeye karşı.şimdi hayır pijamamı giymiycem derken ne kadar kararlı ve dik duruyorsa aldığı kararlar ve yaptıkları karşısında da hep güçlü ve kararlı olur umarım.benim güzel kızım;bana yeniden hatırlattı masalları hayatta zorda kalanı kurtarabilecek kahramanların olabileceğini.bana anne olamayı öğretti.birlikte büyüyoruz aslında daha içimdeki çocuğu büyütememişken meleğim geldi dünya ya ve yaşanabilir kıldı hayatı bana .onunla yeniden her şeye nedensiz sebepsiz kahkahalarla gülmenin insan ruhunu nasıl beslediğini öğrendim.affetmeyi öğrendim mesela,yapılan her hatanın olabilirliğini gördüm.sabrı öğrendim onunla ve sabretmenin insanı ne kadar yücelttiğini gördüm.istedikleri karşısında direnen hayır böyle olacak diye elinden gelen her şeyi yapan benim küçük kızım .benim umudum oldu .her günüme doğan güneşim oldu ve o bu kadar karmaşanın içinde büyümeye çalışırken ben her zaman onun annesi olduğum için gurur duydum .annelik dünya üzerindeki en yüce en harika duygu.ve yine tekrar tekrar anneliğime şükredip iyiki lerin çoğaldığı hayatıma bana anneliği yaşattığı için teşekkür ediyorum.sevgiler:)))

4 Ekim 2011 Salı

eskidendi çok eskiden

                      Buz gibi hava ellerimi avuşturarak giriyorum büroya bir bardak sıcak çayımı alıp oturmuşken ve bugün günaydın diyerek uyanmışken güne,radyomda sezen aksu çalıyor 'eskidendi çok eskiden'geçmişe bakıp bi selam veriyorum.16 yaşlarım geliyor aklıma ve tabii 16yaşın vazgeçilmez hikayesi sevgili eşim ve benim hikayem .........
                               Tanıştığımızda o 20 ben 16 yaşındaydım sezen aksununda dediği gibi 'hani herkez arkadaş hani oyunlar sürerken hani çerçeveler boş hani kör kütük sarhoş gençliğimiz,hani şarkılar bizi bukadar incitmezken 'işte tam o zamanlardı.sanki onunla çokk eskiden beri tanışıyoduk.yakınımdı sanki,sanki ağlamıştım daha öncede omuzunda alıp beni çekmişti yanına.16 yaşlarda aşık olmak bugünkü kadar zor değil,bi kumral saç,uzun bir boy yeterli seni seviyorum demene.ogünkü heyecanı bidaha hiçbi zaman hissedemiyosun.hep birbirimizin yanında olalım isterdik gülerdik saatlerce nedensiz.yağmurun yağması,güneşin doğması yeterliydi sımsıkı sarılmamıza.yerli yersiz seni seviyorum derdik birbirimize seni seviyorum üstelik nedensiz beklentisiz seni seviyorum sen olduğun için olmanı istediğim gibi değil sadece sen olduğun için.yüreğimi ısıttığın için.hani küçüksündür koşarken yere düşmüş dizin kanamıştır hani biri gelip canın acıyomu diye sormasıyla dökülürya gözünden yaş tıpkı onun gibiydi eşimle karşılaşmam.ben düşmüştüm dizim kanıyordu canın acıyomu diye sormuştu sanki.ve bigün aniden yağan yagmur gibiydi ona aşık olmam hani beklenmedik anda başlar gök gürlemeye şaşırırsın hayallah napıcam şimdi üstüme bişide almamıştım dedirten bi aşktı benimki.şaşırsamda neyapacağımı bilemesemde yağmurun ardından güneş doğuyordu üstümüze hergün.ve takvimler soğuk bir ocak ayını göstersede o yıl ocak ayı baharım olmuştu benim.böylesine güzel gecerken günler.askere gitme vakti gelmişti.sevdiklerinden hiç ayrı kalmamış ve özlemenin bu nedenli ağır bi yük olduğunu bilmeden ben 2001'in haziran ayında uğurlamıştım onu uzun ve zor geçecek günlere.onsuz tam 2yaz geçecekti 2kocaman mevsim.ozamanlar radyolarda candan erçetin çalardı sık sık 'kahramanım'hep onu dinlerdim mektuplar yazardım  defalarca silip yeniden yeniden hiçbir cümle anlatamazdı ki özlemimi.o yaz öğrendim özlemin sevdiğinden ayrı kalmanın nedemek olduğunu.güzel bir günün tam ortasından şimdi neyapıyordur demek meğer çok acıtıyormuş insanın yüreğini.ayrılıkta bitti mevsimlerde geçti.şimdi evliyiz birbirimizin yol arkadaşıyız eskiden kalp çarpıntısıyla kavuşan ellerimiz şimdilerde düşmeyelim diye kavuşuyor.eskiden üşündüğünde sımsıkı sarılmalarımızın yerini üstüne hırka getireyim olsada ben en güzel günlerimi geçirdim onunla.birbirimizi sevmekten hiç vazgeçmedik iyiki tanıdım seni benim canım eşim,yol arkadaşım gençlik yıllarımın mucizeler yaratan kahramanı seni seviyorum seni sen olduğun için üstelik çok seviyorum.türkü olmuşsun sevda olmuşsun yarınlarıma sen benim günün aydın akşamın iyi olsun diyenimsin

3 Ekim 2011 Pazartesi

yine akşam oldu .....

yine akşam oldu ömrümden birgün daha geçti gitti.günün bi kısmını tamamladıgım akşamüstlerinden biri elimde kahvem işleyip girdiğim derli toplu evraklara bakmanın huzuruyla akşamı planlamaya başladım bile.eve gidilecek yemek hazırlanacak kızım evcilik oynamak istiycek ben uzanıp kitap okumak eşim maç izlemek ve sonunda direnmeyi bırakıp tamam ozaman evcilik oynayalım diycem.bebeklerimizin hepsine birer rol vericez sen anne ol sen baba sen kız çoçuk,işe gidicek anneyle baba kızda kreşte arkadaşlarıyla oynıycak.ve ben kızımın mutlu olduğunu gördükçe üzülmiycem yine rafa kaldırılmış kitabın okunmamışlığına.ama yapıcam diycem kendi kendime bi akşam alıp çayımı kitabımı elime keyif yapıcam diye söz vericem kendime .bugünlerde her nedense bi kalabalık olma isteği büyüyor içimde .kalabalığın içinde tenhalık ürkütüyor çünkü.evimde olayım istiyorum daha çok bahçemde çiçekler sulayayım.akşam gelecek misafirlerime yemekler hazırlayım süslü püslü sofralar kurayım istiyorum.ve dost sohbetine katık bir kahve içelim istiyorum.eskiden olduğu gibi konumuz terk etmiş sevgiliden ibaret olmasın.şimdi şurda olmak vardı diye hayaller kurardık sabahlara kadar.kızım olursa oğlum olursa şu ismi koyucam deyip kıkırdardık.ah benim güzel yürekli dostlarım kilometrelerce uzağımdasınız şimdi.yalnız kalmak ne demek bu kadar kalabalıkta siz gidince öğrendim.yine eskisi gibi olsak diye buluşsakta yılda bir kere eskinin tadını vermiyor şimdiler.sabahları zombi gibi işe gitmek yoksa,sabahlara kadar sebebsiz ağlamalarımız yoksa tatıda olmuyor buluşmalarımızın.bi gece sohbetin tam ortasında uyuduğumda 'bigün bu günleri çok ararsın'diyen canım dostum gerçekten çok arıyorum.şimdi eş olduk anne olduk ama ben hiç vazgeçmedim içimdeki çoçuktan.ve yaşamımın şekillenmesinin en önemli mimarlarısınız  siz.sağlam örmeliydik duvarlarını hayatımızın sağlam olmalıydı ki yağmurdan ve kardan etkilenmesin.sizden öğrendim kabuğunu kaldırmadan iyileşmiyceğini gönül yarasının.pişmalıklarım var size dair.oğlunu kucağına aldığında yanında olamadığım için ,o gece uyuduğum için,seni gelinlikle şehir dışına uğurlarken ağlayıp makyajının bozulmasına neden olduğum için ve güzel günleri çarçabuk harcadığım için .şimdi zor bi dost ağızıyla sohbetler.eskisi gibi olmak zor.hiç dönüşü olmayan o yolda beraber yürürken nekadar güzel günler olduğunun bukadar farkında değildik.özlediklerimiz miydi hayattan soğumamızın nedeni bilmiyorum yinede ben güzel yaşadım demek keyifli.sizi çok seviyorum benim canımm arkadaşlarımm...sevgiyle....